1 Mayıs Masalı

Bir Mayıs varmış , bir Mayıs yokmuş;

Evvel zaman Taksim içinde , kalbur saban kalabalık içinde ,

İşçiler hala işçi , patronlar Tanrı katında iken,

Birileri bizim beşikleri tıngır mıngır sallar iken,

Bir devlet adamı varmış. Bu adam öyle büyükmüş ki görenler bir daha, bir daha bakarmış.heybetine hayran kalır, gittikleri her yerde onu anlatırlarmış. Herkese sevgi ve şefkat ile yaklaşır; haklıya haklı gibi davranır haksıza cezasını çektirirmiş. Bu yüzden bu adamı herkes çok sever ve sayarmış.

Günlerden bir gün bu adam devletin başına gelmiş. Hem de yanında bir sürü de eş dost getirmiş. Getirdiği herkese oturacak bir yer de vermiş. Hem yemiş, hem yedirmiş; hem içmiş hem içirmiş. Gününü gün etmiş, sefasını sürüp durmuş. O ülke senin bu ülke beniz gezmiş de gezmiş.Her gittiği yerde uzun uzun sohbetler etmiş. Halkı onu çok sevmiş ya , diğer ülkedekiler de onu çok sevmiş. Bu da o sevgi karşılığında elinde avucunda ne varsa her birine biraz biraz ikram etmiş. Ülkenin kapılarını hepsine ardına kadar açmış.Bu esnada devletin başına onu getirenler, bu büyük adamın kendilerini unuttuğunu düşünmüşler. İşleri çok fazla diye yaptıklarını mazur görmüşler. Sonra onu ne kadar çok sevdiklerini bir kez daha göstermişler. Ve yine onu büyük adam ilan etmişler. Halk tarafından , onları unuttuğu ve ilgilenmediği halde, yeniden başa gelen bu adam artık halkını hiç düşünmez olmuş. Diğer ülkelere verdiği sözler yetmezmiş gibi , ülke içindeki hainlere de kol kanat germeye başlamış. Kendini seven halkın haklarını izinleri olmadan alıp, bu hainlere dağıtmaya başlamış. Kendi keyfince seçtiği bir takım yandaşları ile birlikte halkı ikinci hatta üçüncü plana atıp yeni yeni uygulamalar çıkartmaya başlamış.

Bu esnada halk içindeki bazı akıllı insanlar aslında bu adamın pek de iyi olmadığını, bir kaç güler yüze insanları kandırarak işler çevirdiğini fark etmiş. Hatta bu adamın eski hayatını araştırmış ve aslında karanlık denilebilecek aşamalardan geçip bu evreye ulaştığını fark etmiş. Aslında halktan önce ardına aldığı çok daha büyük büyük güçler varmış da halk bunu anlamamış.

Halkın içindeki bu akıllı insan sayısı konuşa konuşa artmış. İnsanlar bu adamın aslında çok da büyük olmadığını ve farklı planlar yaptığını anlamış. Ve her fırsatta baş kaldırmaya başlamış. Ancak iş işten geçmiş. Adam kök salan büyük bir ağaç gibi yıllar geçtikçe daha da kuvvetlenmiş ve baş kaldıranların hepsini bir bir alaşağı etmiş.

Hayal kırıklığına uğramış halk, haksızlıkları dile getirmek için artık özel günleri bekler olmuş. O özel günün asıl amacı ne olursa olsun , halk kendini göstermeyi, yanlışlıklara dur demeyi denemek için bu günlerde hareket etmek istemiş.  Bu özel günlerde kalabalık kitleler halinde daha yüksek ses çıkartmak istemiş. Çünkü büyük adam asıl amacını fark edenlerin bir bir susturmuş. Hepsini zindanlara attırmış. Artık insanlar yaşamlarından şüphe ettikleri için bir başlarına konuşamaz olmuşlar. Ama Bu büyük adam o kadar dikkatliymiş ki, üç kişi dahi bir araya gelip konuşsa bile "hemen ayırın" diye buyruklar iletmeye başlamış. Ancak yıllardır süre gelen bazı özel günleri engelleyememiş henüz. Bu günlerde halk yine sokaklara çıkıp seslerini çıkartmak isterlermiş. Kalabalık olurlarsa, bir bütün,bir yürek olurlarsa belki yeninde eski hayatlarına dönebilirlermiş.

İşte yarın da bu özel günlerden biriymiş.O büyük toplanmanın olacağı günlerden BİR gün, güzel BİR gün, tüm ülke çalışanlarının hak ettikleri BİR gün. Aslında sıradan BİR gün... Ama BİR Mayıs günüymüş... Bakalım halk bu sefer nasıl susturulacak? Bakalım halk bu sefer nasıl uyutulacak?

Gökten kaç elma düşüp, kimin başını , kimin kaşını patlatacak? Hangi ailenin canını yakacak...

Yorumlar