İstanbula yakın gezilecek yerler / Kıyıköy

Hafta sonları küçük kaçamaklar yapıp Istanbul'a yakın ama tarihi dokusu ve doğal güzelliği ile meşhur yerlere gitmeyi çok seviyoruz. Bu sefer Trakya'nın güzel kenti Kırklareli'ye düştü yolumuz. Bir gecede karar verdik ve Kıyıköy'e gidelim diye yola çıktık. Tabiki kararımızı vermekte google kullandık. "İstanbul'a yakın gezilecek yerler" dediğimizde çıkan listede Kıyıköy sevimli göründü. Tam olarak Istanbul-Kıyıköy arası kaç km ya da kaç saat vb. detaylara hakim değilim çünkü acemi bir şöfor olarak konsantre olduğum şey tek gidiş,tek geliş,dar yollar oldu:) özellikle bir anda yola çıkan köpek,inek,kuzu,tavuklardan kaçınmak için çaba sarfetmelteydim. Bir de yol o kadar sakin,düz ve boş ki eğer yanınızda sohbet edecek kimse yoksa uyuyakalma ihtimaliniz çok yüksek. Neyseki sevgili yarim bu konuda en büyük destekçim;)
Kıyıköye vardığımızda ilk dikkatimizi çeken köye üzerinde Türk bayrağı dalgalanan kemerlerden girilmesiydi. Köyün iki ana girişi var,sanırım Selçuklulardan kalma.Kemerlerin tarihi dokusu insanı gerçekten etkiliyor.Zamanında çetin savaşlar yaşanmış gibi bir havası var.
Kapıdan geçip köye girdiğinizde dar yollar daha da daralıyor sağlı sollu minik köy evlerinin içinde aksam vakti ışıklar yakılmaya başlanıyor. Köyün içinde hiç bir yere sapmadan direk devam ettiğinizde muhteşem bir deniz manzarası ile karşılaşıyorsun. Dağların denizle birleştiği yerlerde büyük dalgalar oluşuyor ve sesi yukarıya kadar geliyor. Bu arada dağları gerçekten dik :) yine interneti kullanıp köydeki en güzel restorantı bulmaya çalışıyoruz. Yapılan yorumların abartılı olduğuna kanaat getirdiğimiz balıklarımızı afiyetle yiyoruz ve Köşk restorantın muhteşem manzarasında takılıp kalıyoruz. Deniz ve küçük bir nehrin birleştiği yerde liman var. Balıkçı tekneleri sıra sıra dizilmiş ama hareketlilik yok çünkü çok yağmur var ve hava rüzgarlı. Sokakta hiç insan yok neredeyse. Köşk restorantın bir de moteli varmış gidip bir oda tutuyoruz. Restorantın sahibi motoru ile önde biz araba ile arkada motele gidiyoruz. Konforsuz tabiki ama alternatif de çok yok zaten mecbur burada konaklıyoruz. Gece yağmur sesinden uyumak imkansız sabah erkenden kalkıp yine aynı restauranta kahvaltıya gidiyoruz. Sabahki manzara akşamkinden çok daha güzel diye geçiyor aklımızdan. Sıcak çay, yağmur,dalga manzarası bizi daha da sakinleştiriyor.
Yağmur yüzünden her yer çamur. Limanda bu sefer hareketlilik var insanlar teknelerini kontrole gidiyor. Yollar berbat ama deniz ve dalgaların manzarası sabah ayrı bir güzel. Yağmur çamur dinlemeyip limana inip biraz fotoğraf çekiyoruz.
Daha sonra Köyde meşhur bir manastır varmış eski mi eski. Çok detayını bilmiyorum onun da ama Aya Nikola Manastırı'nın kanlı gelin efsanesi varmış. Hiç bir yerde bununla ilgili bir yazı filan yoktu. Ben de sonradan araştırınca internette gördüm. Rahibe aşkına yenik düşüp evlenmiş,rahip de ona gelinlik giydirip boğazını kesmiş. Geceleri bu rahibenin çığlığı manastırda duyulurmuş. Efsane işte ...Belediye Manastırı koruma altına almamış maalesef .Köyden birisi kendi imkanları ile manastır girişinde bekçilik yapıyor. Küçük bir masası var.Üzerinde ters duran bir darbuka,rakı için çay bardağı,manastır karanlık diye iki üç tane el feneri ,bahşiş kutusu,ince ince nağmeler yayan radyo ve Trakya'nın rakıdan sonra vazgeçilmezi olduğunu düşündüğüm Türk bayrağı. Ne güzel ki burayı sahiplenmiş yerel bir insan var, ne üzücü ki tarihi dokuyu önemsemeyen belediye var. Halbuki bir sonraki durağımız olacak Vize ne kadar güzel korunmakta.
Manastırdan sonra tuvalet ararken çadır kampa denk geliyoruz. Burada kamp alanlarının ne kadar geniş bir yüz ölçümüne sahip olduğu bizi şaşırtıyor. Büyük büyük çadır sahipleri bisikletlerini de getirmişler. Yalnız yağmur sebebi ile her yerde küçük küçük göller oluşmuş. Kampçıların sevmediği şey yağmur olmalı. Bu arada sanırım Türkiye'nin en güzel manzaraya sahip tuvaletini buluyoruz :))) yaz olsa burada güneşlensek denize girsek diye iç geçirip , bir kaç tane de fotoğraf çekip,Kıyıköy'den Vize'ye doğru geçiyoruz.
Kıyıköy'den ayrılırken kemerli köy girişi ,manastır,dağ ve deniz manzarası, çadır kampı ve Türk bayraklarının ne kadar çok olduğu kalıyor aklımızda.
 Hala umut var diyoruz...
Ülkemizde hala bayrağına sahip çıkanlar var diyoruz... Yola devam ediyoruz...

Yorumlar